24 Temmuz 2012 Salı

Sosyal Ticaretin Geleceği Var Mı?

İnternetten ilk aldığım ürünü hatırlıyorum, hepsiburadadan aldığım bir cep telefonuydu .Piyasa fiyatlarıyla karşılaştırdığımda en düşük fiyat internetteydi. İtiraf ediyorum, bir güven sorunum da vardı.Daha sonra sıkı bir araştırmaya koyuldum. Acaba bu alışveriş güvenli mi? Kredi kartı bilgilerimi görmediğim, tanımadığım birine teslim etmem başıma sorun açar mı? Araştırdığımda online ticaretin riskinin özellikle SSL sertifikası olan sitelerde minimum olduğu kanaatine ulaştım ve telefonu satın aldım, geldi, uzun süre kullandım.

Anlayacağınız ilk online satın alma hikayem mutlu sonla bitmişti, bu durum daha sonraki satınalma davranışlarımı büyük kısmını dijitale kaydırdı. Bu adamların piyasadaki fiyatlardan ucuza satması normal diye düşündüm, yapboz parçaları biribirini bulmaya başladı...

Stok maliyetleri düşük, mağaza açmak zorunda değiller, klima kullanmalarına gerek yok, pazarlama maliyeti düşük. Hem kredi kartı bilgilerimin çalınma ihtimali dışarıda daha fazla- malum o sıralar bazı restoranlarda kredi kartı bilgilerinin kopyalandığına dair haberler dolanıyordu-diye düşünmüştüm.

E- ticaret sektörüne baktığınızda son yıllarda kazandığı ivme hayret verici. Türk tüketici dijtal ortamdan satın aldığı ürünlerin sayısını her geçen gün arttırıyor. Hepsiburada gibi sitelerle online alışverişe alışan tüketici; markafoni, trendyol, grupanya gibi e-alışveriş siteleriyle ısınma turunu tamamladı. Tüketicinin internetten ürün almadaki çekingenliğinin en önemli nedeni sanal mecraya duyduğu güven bunalımıydı. Bankaların, internet sitelerinden bağımsız
kendi güvenlik önlemlerini alarak, müşteriyi korumalarıyla bu güven bunalımı gitgide kırılmaya başladı.

Artık yeni yeni sosyal ticaretten bahsediliyor. 

Peki Sosyal Ticaret Nedir?

Yıllardır internet üzerinden yaptığımız alışverişin sosyal medya siteleri üzerinden satışı veya  sosyal medyanın iki ana ögesi olan paylaşımın ve etkileşimin  birinci dereceden etkili olduğu satışlar diyebiliriz. Bazı markalar bunun örneklerini yapıp facebook dükkanları açtılar. Bu markalar her ne kadar trendy olarak bir algı yaratsa da sosyal ticaretin F-ticaret(facebook ticaret) kısmı süreklilik sağlayarak, markalar tarafından şimdilik genel kabul görmedi.

Bazı görüşler F-ticaretin yaygınlaşacağını ve hayatımızın merkezine oturacağını savunurken, bazıları Facebook dükkanlarının saçma ve gereksiz bir iş olduğunu savunuyor. Hunch'ın CEO'su Chris Dickson Twitter'dan '' Facebook Starbucks gibi herkesin takıldığı, fakat kimsenin birşey almadığı bir yer'' dedi. (Starbucks, yurtdışında kahve alınmasa dahi oturup sohbet etmek veya internete girmek için sık sık kullanılıyor)

Mark Zuckerberg, sosyal ticareti geleceğin ticareti olarak yorumlarken kafalarda soru işareti bırakıyor, nitekim sosyal ticaretin en çok Facebook'un işine yarayacağını düşünüyor olabilir, kısaca el altından reklam yapıyor olabilir. 

Çünkü Facebook kullanıcılarına hala izah etmekte zorlandığı kişisel bilgilerin ihlaline ilişkin durumdan ötürü reklam gelirlerinin azalacağını tahmin etmesi olası. Bu yüzden reklam gelirlerini arttırmak için yeni senaryoları kovalıyor olması muhtemel.

Bu doğrultuda, Facebook’un like butonundan sonra devreye ikinci popüler butonu olmasını umduğu ‘’want’’ butonunu sokacağı konuşuluyor. Nitekim programcı Tom Waddington Facebook yazılımının kodlarının içine ‘’want’’ butonun dahil edildiğini keşfetti. Peki bu ‘’Want’’ butonu ne işe yarayacak?

Diyelim Facebook’ta Diesel’i beğeniyorsunuz, hoş güzel ama siz Diesel’in hangi ürünlerini beğeniyorsunuz? Pantalonlarını mı? Takılarını mı? Ayakkabılarını mı? Bu hala muallakta. Ayrıca beğendiğiniz markanın hangi ürününü satın almak istiyorsunuz? Bir markanın  bir ürününü satın almak istediğinizde ‘’want’’ butonuna basıp o markanın internet sitesine ya da Facebook’taki dükkanına yönlendirilip ürünü satın alabileceksiniz. Reklamverenler için ‘’want’’ butonunun başka bir faydası da reklamverenlerin reklamlarının yalnızca ilgili ürünü ‘’want’’eden kişilere gösterilmesini Facebook’tan talep edecek olmaları. Böylece reklamverenler için paralar boşa gitmeyecek ve doğru hedef kitleye doğru reklam isabeti artacak. Olayın  ''want''(istiyorum) tuşuyla sınırlı kalmayacağı biliniyor. ''Ben buna sahibim'' gibi satınalma davranışlarınıza ilişkin birkaç farklı buton da devreye girecek.

Sosyal ticaretin yalnızca F-Ticaret olarak görülmesi en büyük hata olur. Burada olay yalnızca Facebook üzerinden satış yapmak değil, sosyal medya ile online ticareti içiçe sürdürmek.

Sosyal Ticaretin Başarılı Örnekleri Var mı?

TheFancy: Sosyal ticaret dünyada yeni yeni duyulurken başarılı örnekler de geliyor. Bunlardan en önemlisi TheFancy. Thefancy, Pinterest gibi bir resim imleme sitesi olarak hayatına başladı. Daha sonra vardığı nokta bundan sonraki girişimlere örnek teşkil edecek kapasitede bir sosyal ticaret sitesi oldu. Şu anda markalar ve tüketiciler fancyledikleri ürünleri satın alabiliyorlar. Bu ya direkt fancy üzerinden bulunan mağazalarla ya da web sitesine yönlendirilerek oluyor. Resmi görüyorsunuz, fancyliyorsunuz ve satın alıyorsunuz. Siteye giriş Facebook ya da Twitter hesabınız üzerinden gerçekleştiği için Fancy'deki beğenileriniz, satın aldıklarınız vb. hesaplarınızda görüntüleniyor. Fancy'de takip ettiğiniz markaların size özel indirimleri olabiliyor.


Fantasy Shopper: Hala beta sürümde olan bu mucizevi sitede neredeyse herşey sanal. Siz küçük görevleri yerine getirdikçe sanal poundlar kazanıyor ve alışveriş yapma hakkı kazanıyorsunuz. Markalar ürünlerini böylece fantasy shopper aracılığıyla tanıtabiliyor. Eğer ''gerçekten satın al'' tuşuna basarsanız,markanın sitesine yönlendiriliyorsunuz. Bu site neden farklı? Çünkü ''oyunlaştırma'', ''müşteri deneyimi'' ve ''e-ticaret''i bir arada sunuyor. Özellikle bayanlar arasında popüler olacaktır.


SosyalMedyacci'nin Notu: Sosyal ticaretin yalnızca Facebook dükkanı olarak algılanması bu işin geleceği olmadığını düşündürüyor. Fakat sosyal ticaret, sosyal medyanın e-ticaretle kurduğu birliktelik olarak değerlendirmeli ve emin olun bu birliktelik uzun soluklu olacak. Blogları üzerinden ürün satarak para kazananlar, satış siteleri üzerinden içerik yayınlamak zorunda kalanlar... Sosyal medyayı iliklerimize kadar hissedeceğiz... Klout skoru yüksek olan kişilerin ilgili ürünü sosyal medya hesaplarında paylaştıklarında büyük indirimler kazanması desem, yeterince açıklamış olur muyum?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder