19 Aralık 2012 Çarşamba

Kitlesel Pazarlama Artık Ölü Bir Kahraman Mı?


Eminim, başlıktaki  kabile görseliyle başlığın ne alakası olduğunu düşünüyorsunuzdur...

Pazarlamacı ve blog yazarı Seth Godin'in üzerine kitap yazma ihtiyacı duyduğu görüşünü duymuşsunuzdur. Godin'in iddiasına göre, kitlesel pazarlamanın sonu geldi... Bu görüşünü Godin, ''Hepimiz Acayipiz'' isimli kitabında genişleterek açıkladı.

Seth Godin, kitlesel pazarlamanın çoktan sona erdiğini, artık yeni bir dönemde yaşadığımızı söylüyor. Ona göre dijital evrende, pazarlama mesajları kitlelere değil, hizmetinizle ilgili kişilere verilmeli, bunu da ancak sosyal kabilelerinizi yaratarak başarabilirsiniz. İçinde ürününüzü alma ihtimali olmayan kişilere mesaj göndermeniz ne kadar da abeste iştigal , onun yerine sizin ürününüzü pazarlamaya gönülden meyilli 1000 kişilik bir grup yeter de artar bile sesinizi duyurmanız için. 

Godin, aslında sosyal medyadan bahsediyor. Kendi düşüncesini doğrulayacak şekilde, internet ortaya çıktığında hani denmişti ya, bundan böyle bu ağ bizi birbirimize bağlayacak, kaynaştıracak diye... Bugün geldiğimiz noktaya bakınca beklentilerin hayalden öteye gitmediği anlaşılıyor. Godin'e göre, yalnızca benzer ilgi alanlarına sahip gruplar kaynaşıyor ve kendi cemaatlerini kuruyorlar. Dolayısıyla markalar da kendi kabilelerini oluşturmalı ve bu kabileye mesajlarını göndermeliler. Böylece markalar, mesajlarının etkisiz (müşteri olmayan) kişilere ulaştırmak için verimsiz faaliyetlere girmeyecekler, reklam masrafalarını düşürecekler. 

Kıssadan hisse, büyük bir kitleye net olmayan, ortalama bir mesaj göndermektense, nispeten küçük bir kabileyi 12'den vuracak bir mesaj göndermek çok daha etkili.

Şimdi bu düşünceye tartışalım:

1- TV reklamları işe yaramıyor mu?

Kitlesel pazarlamanın ölmesi, televizyon reklamlarının çağdaş olmadığını ve anlamsız olduğunu gösterir. Çünkü televizyon yayının izleyici kitlesinin özelliklerini tahmin etmek neredeyse imkansızdır. Ya da çok yüzeysel hatlarıyla tahmin edilebilinir.Yalnızca istisna olarak, çocuklara hitap eden ürünler satan bir markanın veya bu tarz spesifik bir pazara ürün pazarlayan markaların televizyon reklamında hedefi tutturma oranı fazladır. Çünkü çizgil film veya çocuk dizileri gibi yayınların reklam aralarına ilgili ürün reklamı koyulabilir.

Fakat bu durum televizyon reklamının işe yaramadığını göstermez, çünkü henüz alıcı olmayan geniş bir kitleye ürünü tanıtma olanağını sağlar. Burada tartışma her arz kendi talebini mi yaratır, yoksa her talep kendi arzını mı yaratıra kadar uzanır. Kimi zaman arz talebi kimi zaman da talep arzı yaratır.

2- Tümevarım (Az kişiden çok kişiye ulaşmak)

Godin markaların kendi kabilelerini kurmalarını ve onlara mesaj iletmelerini söylüyor. Evet, doğru... Markalar tam olarak böyle yapıyor... Twitter'da takipçi sayısını arttırıyor, facebook'ta like sayısını arttırıyor, youtube'da viral reklamlar hazırlıyor ve kendinden bahsedilmesini bekliyor. Aralıklarla kabilelerine ürünü almaları için mesajlar iletiyor. Fakat kabileyi yaratıp onlara ürünün reklamını yapmak, kabile dışında kalan topluluğu elinden kaçırmak anlamına gelmiyor mu? Çok kişiye mesaj gönderip sadece seçicilerin mesajı almasını beklemek bazen daha mantıklı olamaz mı?

3-  Acayip olmak, farklı olmak, özelleştirmek

Farklı olmanın ticarette kazandırdığı bugün ortaya çıkmış birşey değil. Aynı olan iki üründen birini farklı sunarak da fark yaratabilir, acayip olabilirsiniz. Godin, günümüzde acayip olanın, sıradışı olanın kazanacağını söylüyor. 

İnsanlar artık o kadar fazla ürüne ulaşabiliyor ki, ancak fark yaratan markalar ayakta kalabiliyor. Dijital pazarlamada özelleştirme yıllardır kullanılıyor. Google'ın anahtar kelime aramalarına göre sponsor bağlantıları göstermesi, facebook'un reklam gösterimlerinde profil sahiplerinin ilgi alanlarından faydalanması gibi uygulamalar reklamda isabet oranını arttırıyor. Şirketlerin giderek müşteri odaklı anlayış benimsemeleri ürünlerini özelleştirilmelerini, müşteri talepleri göz önünde tutularak üretimini, tutundurulmasını ve hizmet sonrası takibini gerektiriyor.

SosyalMedyacci'nin Notu: Kitlesel pazarlamının bitmiş olması demek geleneksel pazarlamanın miadını doldurduğu anlamını taşıyor. Dijital evrenin yeni yön vericileri artık geleneksel pazarlamayı sert bir dille eleştiriyor.

Sıkıcı markalar yerini dinamik, acayip markalara bırakıyor... Henüz hepimiz acayip değiliz, fakat belli ki hepimiz acayip olmak zorundayız...  Godin'e kulak verelim:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder