3 Aralık 2012 Pazartesi

Sosyal medya Aslında Kime Hizmet Ediyor?


Bunca yıldır saatlerinizi geçirdiğiniz, hatta üşenmeyip bu yazıyı tıklama refleksi gösterdiğiniz sosyal medya, aslında çok daha derinlerde olan bir amaca hizmet ediyor olabilir mi? Tartışma bu...

Sosyal medyanın tüketici kısmında bulunan ve Twitter'da, Youtube'da zamanını geçiren milyarlar, sosyal medyanın üretici kısmında bulunan kişiler tarafından kontrol ediliyor ve bilinçaltında yönlendiriliyor olabilir mi? Herşey, dijital iletişimin kölesi olan yeni insanın fikirlerini etkilemeyi, düşüncelerini, algı biçimini değiştirmeyi planlayan bir kurma kolundan mı ibaret?

Bu soruların yanıtları için birçok komplo teorisi ortaya atılsa da herkesin artık bildiği bazı gerçekler var. Kişilerin sosyal medya hesapları birçok devletin ilgili birimi tarafından inceleniyor, müdahale ediliyor ve devlet çıkarlarına herhangi bir nedenle aykırı olduğu kanıtlanırsa, Facebook aracılığıyla kapatılabiliyor. 

Yine aynı şekilde, şirketler ve onların sosyal medya uzmanları da daha fazla ürün pazarlayabilmek ve nihai tüketiciye ahengli bir şekilde dokunabilmek için belirli anahtar kelimeler üzerinden takipçilerinin ya da muhtemel takipçilerinin paylaşımlarını inceliyorlar. Bu durumda sosyal medya hem devlete hem de şirketlere şöyle ya da böyle, planlı ya da plansız bir şekilde hizmet ediyor.

Dikkat çekiçi olan bir diğer konu, sosyal medyanın asıl patlama yaptığı dönemin, 2007 sonrasına, yani global ölçekte bir krizin tüm dünyayı kasıp kavurduğu, ardı ardına büyük finans devlerinin, hatta Yunanistan, İzlanda, Portekiz gibi ülkelerin iflasın eşiğine geldiği bir periyoda denk gelmesi. 

Avrupa Birliği'nin bile yakın zamanda ekonomik kriz nedeniyle dağılma ihtimali konuşulurken, tüm dünyada sistemi kurtarmak adına ardı ardına kurtarma paketleri açıklanırken, verimliliği düşen maliyetli ve görece etkisiz iletişim&pazarlama kalemlerinin dijital iletişime devredilmesi bir rastlantı olabilir mi?

Sıkışan bu dünya ekonomisinde, dijital iletişim ekonomisinin, ajansların, sosyal medya pazarlama şirketlerinin, web tasarım ajanslarının, reklam sektörünün ve mobil yazılım, mobil cihaz, telekomünikasyon gibi birçok sektörü ayaklandırdığını söylemek yadsınabilir mi?

Dijital iletişim ve sosyal medyanın yeni neslin algı biçimini değiştirdiği, yeni neslin geleneksel kanallardan gelen mesajlara giderek kapalı olmaya başladığı tartışılırken, birilerinin çıkıp bunların hepsinin bir komplo teorisi olduğunu iddia etmesi, asıl komplo teorisinin kendisi olamaz mı?

Yoksa asıl amaç Illuminati'ye hizmet mi?

Günümüzde herşeyin illuminati'ye bağlanması, illuminati denen varsayımsal ya da real oluşumu giderek popülerleştirdi. Komplo teorisyenleri illuminati üzerinde hassasiyetle dururken, internet medyasının yaklaşımı kavram üzerinde birçok tartışmaya ve kafa karışıklığına neden oldu.

İddialar şöyle;

Illuminati denen gizli tarikat, dünyayı yönetmek üzere programlanmış bir oluşum. Bu tarikatin üst düzey yöneticileri global ekonimide büyük söz sahibi olan birkaç soylu aile. Dolayısıyla hedefleri tüm dünyanın kaderini ellerinde tutmak ve yaklaşımlarıyla, aksiyonlarıyla dünyadaki tüm karar mekanizmalarını yönlendirmek. 

Bu hedef için sahip olunması gerekenler nelerdir? Para ve siyasi güç yeterli mi? Hayır... Tüketici, şirket ve devletleri yönetmek için onların düşüncelerini bilmeli ki algıları yönlendirilebilsin. Illuminati üretimi sosyal medya işte bu noktada devreye giriyor.Sosyal medyanın, sınırsız ve şeffaf paylaşıma olanak tanımasından dolayı tüm bilgi kontrolünü Illuminati elinde bulunduruyor.

İstediği bilgiye kısa zamanda ulaşıyor ve gerekli aksiyonları alabiliyor.

SosyalMedyacci'nin Notu: Biz sosyal ağ tüketicileri çarkın son dişlisi olabilir miyiz? Yıllar öncesinde kurulan bir çarkın farkında olmayan temsilcileri miyiz? Yoksa sosyal medya, gerçekten iki sıradışı üniversite öğrencisinin üniversite içi iletişimi sağlamak için popülerleştirdikleri suçsuz bir buluştan mı ibaret? Siz ne düşünüyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder