31 Ocak 2012 Salı

İnsan Kaynakları için Linkedin : İnceleme ve Tahmin

Sosyal Medya özellikle Linkedin’in pazara girişinden sonra işveren kurumlar için verimli  bir araç oldu. Yalnızca iş arayanlar değil, işverenler de giderek Linkedin’i  ‘’Online İş Kurumu’’ olarak kullanmaya başladı. Özellikle Amerika’da, şirketlerin İnsan Kaynakları birimleri birçok kariyerli profesyonele Linkedin yoluyla ulaştı ve istihdam etti.

Aşağıda 2011 yılı sonuçlarını gösteren grafiğe göre (referans:careerenlightment.com); şirketlerin %79’u  iş başvurusu yapan adayların online bilgilerine göz atmış ve bu yüzde 79’luk dilimin %70’i , adayları online bilgilerinden yola çıkarak reddetmiş. Yine bu araştırmaya dayanan verilere göre şirketlerin %70’i Sosyal Medyayı aktif olarak ‘’işe alım aracı’’ olarak kullanıyor. Anlaşılan, İnsan Kaynakları Sosyal Medya’yı rutin faaliyetlerine giderek adapte etmeye başlıyor.

Şüphesiz bu trend Türkiye’ye de çok yakın zamanda daha fazla yansayacak, çünkü Socialbakers’ın 31.01.2012 verilerine göre; Türkiye’de 1 milyona yakın  Linkedin kullanıcısı var.


TÜİK 2011 Eylül ayı sonuçlarına göre Türkiye’de istihdam edilen sigortalı sayısı 14 milyon 149 bin. Linkedin Türkiye kullanıcılarının tamamına yakının (1 milyon kişi) sigortalı çalışan olduğu varsayımı altında dahi her 14 çalışandan birinin Linkedin profili olduğunu söyleyebiliriz. 

Tabii bu rakamdan Linkedin profili olan üniversite öğrencileri ve aktif çalışma hayatında olmayanlar çıkartıldığında neredeyse her 7 sigortalı çalışandan 1’inin Linkedin profili olduğunu tahmin edebiliyoruz.

‘’Linkedin’’ kelimesinin Türkiye Google’da arama sıklığı trendini gösteren  aşağıdaki grafik de bu iddiayı destekliyor.

SosyalMedyacci’nin Notu: 

Linkedin, diğer Sosyal Medya platformlarından farklı olarak bir B2B ( Business to Business) iş sosyal ağı denilebilir. 

Facebook ve Twitter’da ise şirketler B2C ( Business to Costumer) şeklinde hareket etmektedir.

30 Ocak 2012 Pazartesi

Geleneksel Medya ve Sosyal Medya : Oyunda Kazanan Var mı?

Her yenilik, bir eskisiyle mukayesesini de yanında getirir… Geleneksel Medya’nın Yeni Düzen Medya anlayışı ‘’ Sosyal Medya’’ ile amansız bir rekabete girmesinin birçok nedeni var.
Eski pazarlamacılar PR, Kurumsal İtibar ve ROI’yi sahiplenirken, Sosyal Medyacılar paylaşmayı,şeffaflığı, etkileşimin değerini ve teknolojiyi ön plana çıkartıyorlar.

İnsan Kaynakları  danışmanlık şirketi Kelly Services’in 2009 yılında Türkiye’de yaptığı araştırma, Türkiye’de çalışanların % 66’sının işyerinde kuşak çatışması yaşadığını gösteriyor. Aslında bu durum, Sosyal Medyacılar ve Geleneksel Medyacılar arasında günümüzde yaşanan kuşak çatışmasının bir özeti. 

Belirtmek gerekir ki; her ne kadar Sosyal ve dijital dünyanın geldiği noktayı küçümseyen idareciler olsa da, yeniliklere sahip çıkan, oluşan yeni düzene kendini adapte eden, kendini sürekli geliştiren profesyonel idareciler de mevcut.

Konvansiyonel Medyanın Sosyal Medya ile yaptığı maçın kısa vadede bir galibi olmayacak. Sosyal Medyanın geleneksel medyayı ortadan kaldırması kısa vadede mümkün görünmüyor. Çünkü Sosyal Medya, geleneksel medya ile besleniyor. 

Sosyal Medya paylaşım üzerine kurulu, paylaşım olmadığı noktada medyanın sosyalleşmesi de mümkün değil, çünkü etkileşim yalnızca paylaşım devam ettiği müddetçe var olabilir.  Atılan twitlerin, paylaşılan videoların çoğu inputlarını hala geleneksel medya araçlarından topluyor.

2011 yılında paylaşılan verilere göre; New York Times 224.000 dijital aboneye sahip. 150 senelik geçmişe sahip NY Times’ın 224.000 online aboneye sahip olması, yarın hala gazete basmaya devam edeceği gerçeğini değiştirmiyor.

Fakat uzun vadede Sosyal Medya çoğu kaleyi ele geçirecek.  Neden mi?

1- Geleneksel Medya Araçlarından posta ve faksın yerini e-mail, gazete ve dergilerin yerini online gazeteler ve bilgilendirici web siteleri, radyoların yerini CD-çalar, Mp3 player, Ipodlar, Youtube ve Dailymotion gibi siteler yer alıyor. En güçlü kale olan televizyon ise internet hızının giderek artması ve internet sağlayıcı telekomünikasyon şirketlerinin uydu yayınlarına olanak ve kolaylık tanıyacak teknolojileriyle yakında daha fazla dijital ortama taşınacak. Bu durum, yalnızca internet üzerinden yayın yapan kanallar ve dizilere önümüzdeki dönemde daha sık rastlayacağımız anlamına geliyor.

2- Tüm dünyada trend liberalizmi gösteriyor. Özelleştirilen kurumlar, serbest ticaret ve mobilleşen dünya tüm ekonomileri rekabete açıyor. Rekabet ve sürekli tekrarlanmaya başlayan kronik ekonomik krizlerden  dolayı global şirketler maliyetlerini minimize edecek yatırımlar yapmak zorunda kalıyor. Sosyal Medya’da yapılan pazarlama faaliyetlerinin geleneksel medya pazarlama faaliyetlerinden kat be kat ucuz olması, şirketlerin yüzünü eninde sonunda Sosyal Medya’ya daha fazla çevirecek.

SosyalMedyacci’nin Notu: Sosyal Medya’nın geleneksel medyaya göre en büyük avantajları ; paylaşıma olanak tanımasında ötürü iletilen mesajın yaşam eğrisinin sonsuz olması, anlık tepkiye olanak sağlaması (etkileşim hızı) ve düşük maliyetler

Sizce bu sebepler gelecekteki galip için yeterli değil mi?

29 Ocak 2012 Pazar

Bir Sosyal Medya Pazarlama Aracı : QR Codes

Toyota’ya bağlı Denso markası tarafından otomobil endüstrisinde kullanılmak üzere  ilk defa 1994’te kullanılmaya başlanan QR kodlar, mobil cihazların kullanım oranının artmasıyla diğer sektörlerde de yaygınlaşmaya başladı. Türkiye’deki kullanım alanı henüz yaygın olmayan, hatta çoğu kişinin haberdar dahi olmadığı QR kodların önümüzdeki 5 yıl içinde daha çok hayatımıza gireceğini söyleyebiliriz.

En yalın haliyle QR kod, şifrelenmiş bir görseldir. Telefonunuzun dijital kamerası bu görsele odaklandıktan sonra sizi bir web site adresine, e-posta adresine, facebook like sayfasına, twitter sayfasına, kısaca bir ‘’URL’’ ye sahip her alana götürebilir. Aşağıdaki videoya göz atalım;


Henüz çok da yaygın değilken, QR kodu bir Sosyal Medya Pazarlama kampanyasına dönüştürecek birkaç şirketten, belki de ilk kişilerden biri siz olabilirsiniz.  Ama Nasıl?

1- Bir QR kod oluşturun: QR(Quick Response) kod oluşturmak için birçok ücretsiz servis mevcut. Bu servislerden bazıları; 

https://bitly.com/ : Kısa linkinizi ‘’shorten’’ tuşuyla oluşturduktan sonra, araç çubuğuna kısa linkinizi kopyalayın,bu linkin yanına + işareti koyun, enter tuşuna basın. Sağ tarafta QR görseliniz oluşacaktır. Bu görseli .jpg olarak kaydedebilirsiniz.

http://www.qrhacker.com/ : QRhacker oluşturduğunuz QR kodu özelleştirmenize ve kodun içine logonuzu koymanıza izin veriyor.

http://www.customqrcodes.com/ : Bu sitedeki servis ücretli fakat çok daha profesyonel çalışmalara imkan tanıyor. Customqrcodes.com, sipariş usulü çalışan ve referansları kuvvetli olan bir danışmanlık şirketi. Customqrcodes.com kurumsal kimliğinizi yansıtacak başarılı bir çalışmaya imza atabilir.

2-Oluşturduğunuz kodu deneyin: Bu kodların okunması için Android market veya Apple Store’da yer alan bir uygulmaya ihtiyacınız var. Android cihazlar için QR Droid, Apple Iphone için de QR Code Reader and Scanner işinizi görecektir. Programı yükledikten sonra, Bitly.com ile oluşturulmuş Sosyalmedyacci’nin aşağıda yer alan QR kodunu deneyebilirsiniz.

3- Billboard vb. mecralarda merak uyandıran görseller hazırlayın : Calvin Klein’ın yaptığı uygulma takdiri hak ediyor. ‘’ Sansürden kurtar’’ yazısının altındaki şifreli görseli okuttuğunuzda Calvin Klein’ın televizyonlarda dönen reklamı boy gösteriyor.








Siz de bu şekilde bir uygulamayla dikkat çekebilirsiniz…

- Yazarsanız kitabınızın tanıtımını billboarda astığınız QR code ile merak uyandırarak,

- Fast-food zinciriyseniz, billboarddaki QR kodu okutan herkese indirim kuponu vererek,

- Gıda ürünleri satıcısıysanız QR kodu okutan herkese, adımlık bir mesafeye kurdurttuğunuz standdaki  ürünlerinizi ücretsiz vererek…

Neden olmasın?

3-Promosyon malzemelerinizin veya ürünlerinizin üstünü QR kodlayın: Promosyon malzemelerinizin (örn;kupa) üstüne yerleştirdiğiniz kodlar web sitenize veya Twitter adresinize yönlendirebilinir. Tüketicilere sattığınız ürünlerin üstüne yerleştirdiğiniz QR kodlar ise Youtube’da yer alan ürününüzle ilgili bir tanıtım videosuna yönlendirebilinir.

4- Broşür, flyer vb. malzemelerinizi QR kodlayın: Broşür ve Flyerlarınız üzerine koyacağınız QR kodla müşterilerinizi Google Mapsteki konumunuza yönlendirebilir, nerede olduğunuzu anlamalarına yardımcı olabilirsiniz. Özellikle web ve online işlerle uğraşan şirketlerin kendini tanıtması ve fark yaratması için bu metod çılgınca olacaktır.

5-Kartvizitinizi QR kodlayın: Kartvizitinizi QR kodla işyeri adresiniz, telefonunuz, Twitter sayfanız, Facebook veya Google+ profilinize yönlendirebilir, hatta aşağıdaki gibi bunların hepsini tek bir kodla  sağlayabilirsiniz.

Özellikle teknoloji, web tasarım, sosyal medya veya dijital pazarlama ile uğraşan kişi veya şirketler için fark yaratacak bir çalışma olacaktır.

SosyalMedyacci’nin Notu: Önümüzdeki dönemlerde mobil dünyanın getirdiği yeniliklerden faydalanan, kendini Sosyal Medya ve mobil uygulamalara iyi adapte eden şirketler derin bir nefes alacak…


28 Ocak 2012 Cumartesi

Facebook-Bank DenizBank’a Ne Katar, Ne Katmaz?


Son günlerde televizyonlarda sıkça görmeye başladığımız DenizBank’ın Facebook’ta sanal şube açarak bankacılık işlemlerine izin vermesi güvenlik de dahil birçok açıdan tartışılıyor.

En büyük tartışma DenizBank’ın bu işi yapan ilk banka olmadığı yönünde. Yeni Zelanda Bankası olan ASB Bank ilk sanal şubesini geçtiğimiz dönemlerde açmıştı. Fakat DenizBank’ın ilk olduğu konu, Facebook üzerinden para transferine izin vermesi. Çünkü ASB Bank’ın ‘’Facebook Virtual Branch 1.0’’ uygulaması tam olarak bir banka şubesi operasyonu yürütmüyor. ASB Bank Facebook üzerinden chat yoluyla bir müşteri ilişkileri operasyonu yürütüyor. ASB Bank Facebook üzerinden müşterilerinin sorunlarına çözüm buluyor, onlara danışmanlık hizmeti veriyor. Yeni Zelanda Bankası, Facebook müşteri hizmetleri operasyonlarını yürütecek 8 kişiyi belirlemiş ve onları full-time Facebook opeatörü olacak şekilde görevlendirmiş.

Facebook-Bank Ne Katar?

Denizbank'ın yaptığı lansman hatalı sayılmamalı, çünkü Facebook üzerinden parasal işlemlere izin veren dünyadaki ilk banka. Bunun cirosunu ne oranda etkileyeceği tartışılabilir, fakat pazarlama mantığıyla bakıldığında müşteriye ulaşabilecek tüm pazarlama kanalları açılmalıdır. Ayrıca, Dexia’nın sahip olduğu DenizBank’ın yabancı bir bankaya satılacağı dedikoduları güç kazanırken, DenizBank’ın Türkiye’deki pozisyonunu kuvvetlendirmek için verdiği mesajın doğru okunması gerekiyor:

‘’Hiç bir yere gitmiyoruz, aksine müşterilerimize daha iyi hizmet verebilmek için elimizden geleni yapıyoruz.’’

Türkiye’de teknoloji ve altyapı gerektiren bir hizmeti ilk defa sunmak önemliyken, DenizBank’ın dünyada bir ilki başarması önemlidir ve takdir edilmesi gerekir. DenizBank’ın Sosyal Medya için böyle bir iddiasının olması,’’yenilikçi’’ ve ‘’enerjik’’ bir banka imajı yaratmasını sağlayacaktır.

Uzun Vadede Ne Katmaz?

Yakın gelecek mobil cihazlar üzerinden hesaplanıyor. Bilgisayardan internete bağlanmak yerine, Android ve Ios yazılımlı taşınabilir cihazlardan internete bağlanmak trend oluyor. Bunu gören İşBankası ve Yapı Kredi gibi bankalar bankacılık işlemlerinin yapılabileceği mobil uygulamalar çıkarttı. Tüm dünya, hızla mobil dünyaya kayarken ve mobil cihazlar için bir bankacılık uygulaması zaten geliştirilmişken, Facebook üzerinden para transferi vb. bankacılık işlemlerine olanak tanıyan ek bir uygulama uzun vadede ne kadar etkili olur, ilerleyen zamanda göreceğiz.

SosyalMedyacci’nin Notu: DenizBank için bir öneri ; ASB Bank’ın hizmete soktuğu Facebook üzerinden müşteri temsilciliği hizmetiyle, parasal ve kredi işlemlerine olanak tanıyan halihazırdaki DenizBank Facebook uygulamasının karması müthiş bir başarıya ulaşabilir.

Sosyal Medyada gerçek bir başarı yakalamak isteyen şirketler, ancak pazarlama, satış ve müşteri ilişkileri operasyonlarını entegre ettiklerinde bu hedefe ulaşabilirler.

Eğer kullanıcılara doyumsuz bir sanal şube hizmeti yaşatılmak isteniyorsa ve Sosyal Medya size bu imkanı veriyorsa, böyle bir uygulama neden düşünülmesin?


26 Ocak 2012 Perşembe

Bilinçaltında Sosyal Medya Pazarlama

Dünyada bilinçaltı pazarlama(neuromarketing) hızla yaygınlaşıyor. Bilinçaltı pazarlama tüketici davranışlarının nedenine odaklanır. Beyin tomografisinin incelenmesi ve çeşitli analiz araçlarıyla tüketicilerin markalara verdikleri tepkinin ölçülmesi nöromarketing’in temelini oluşturuyor. 

Bilinçaltı pazarlama ile ilgili yapılan en dikkat çekici araştırmalardan biri Martin Lindstrom’a ait. Araştırma sonuçlarına göre; markaların yüzde 85’i bilinçaltında tercih ediliyor. Diğer bir deyişle; aldığımız ürünlerin büyük kısmı beynimizin bize alma komutu verdiği ürünler.


Her ne kadar farketmesek de günümüzde nöropazarlamayı çok güzel uygulayan şirketler var. Kimi şirketler ürünlerini  kokuyla, kimileri ses ile, kimileri ise renk ile özdeşleştiriyor. 

Mesela Vodafone bunu mükemmel şekilde uygulamaya başladı. Son günlerde ekranlarda dönen reklamlarda Vodafone kendini kırmızı ile bütünleştirdi. Aşağıda videodaki reklamda görebilirsiniz…



Vodafone’nun reklamlarının tamamı, tüketicileri kırmızı üzerinden avlıyor. Vodafone’da o kadar kırmızı var ki ve ekranlarda o kadar Vodafone reklamı dönüyor ki, dışarıda kırmızı kazaklı birini gördüğünüzde dahi Vodafone aklınıza geliyor. Bu durum Vodafone’a rakipleri karşısında müthiş bir rekabet gücü veriyor...


Dışarıda kırmızı renge dair bir şey gördüğünüzde Vodafone aklınıza gelmese bile, bilinçaltınız komutları çoktan almış ve çağrışımlarını yapmış bulunuyor. İleride bir operatör tercihi yapmak durumunda kaldığınızda - her ne kadar farketmeseniz de- Vodafone çağrışımları beyninizde dönmeye başlıyor…

Vodafone’un renk boyutunda yaptığı çağrışımı yıllardır Nokia ‘’ connecting people’’ ile ses boyutunda yapıyor. Bu şu demek:

Eğer Nokia’nın mesajını bir kere duyduysanız, yarın kardeşlik (connecting people) ile ilgili bir türkü dinlediğinizde veya Michael Jackson’ın ‘’Heal the world’’ şarkısını dinlediğinizde, bilinçaltınız Nokia çağrışımı yapabilir ve ileride bir telefon ihtiyacınız olduğunda, beyniniz, hazırolda bekleyen Nokia’yı önerebilir…

Bilinçaltı pazarlama Sosyal Medyada beyninize komutlar veriyor ve siz bunu bilinçsizce uyguluyorsunuz. Peki bu komutlar neler?

1) ‘’Buy’’ komutu: Bilinçaltı pazarlama metodları Sosyal Medya’da yıllardır kullanılıyor. Her tarafta gördüğünüz ‘’buy’’ (satın al) butonları, bilinçaltınıza satınalma komutu gönderiyor… 

2) Sosyal paylaşım sitelerinde görülen ‘’lütfen paylaşın’’ (please share) ‘’ lütfen retweetle (please retweet) butonları

Semantik Google ve Nöromarkating’in İlişkisi Ne?

Nöromarketing tüketici davranışlarının sebeplerini anketler vb. yöntemlerle öğrenmek yerine, psikolojik bazlı inceliyor.

Yani asıl amaç tüketici davranışlarının sebebinin öğrenip, ona uygun ürün ve pazarlama stratejisi geliştirmek.

Bildiğiniz gibi Google -hukuksal açıdan çok tartışılan bir düzenlemeyle- yaptığınız aramalara göre ilgi alanlarınızı tespit ediyor ve size uygun arama sonuçlarını ilk sayfalarda çıkarıyor. Çünkü Google  demografik ve psikolojik özelliklerinize göre bir ayrıma gidip, sadece işinize yarayacağını düşündüğü sonuçları ilk sayfaya atma stratejisini uygun buldu. 

Google Veri Madenciliği yapıyor, semantik webe geçerek yapay zeka geliştiriyor ve size uygun ürünleri karşınıza çıkarıyor… Sosyal Medya’da bilinçaltı pazarlama yeni başlıyor... Sıkı durun…

24 Ocak 2012 Salı

Sosyal Medya Uzmanı(?) Kim Olmalı?

Şirketler Sosyal Medya’nın nimetlerinden faydalanmak istiyor, bunu yaparken de bu işten anlayan bir Sosyal Medya Uzmanına ihtiyaç duyuyorlar. 
Bilinmedik, bol patikalı, uzun, stresli fakat doğru ellerde ise verimli bir alan Sosyal Medya. İşte bu verimli eller Sosyal Medya Uzmanını temsil ediyor.

TDK’ya göre ‘’uzman’’; belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse olarak nitelendiriliyor.

‘’Sosyal Medya’’ ise en basit tabiriyle içerik ve bilgi paylaşımının boyut değiştirmesi, geleneksel medyanın sosyal ortama taşınması.


Bu bağlamda, Sosyal Medya Uzmanı(?) hangi özellikleri barındırmalı?


1- Sosyal Medya Uzmanı(?) Sosyal Olmalıdır :  Sosyalleşen insan, diğer bir tabiriyle toplumsallaşan birey, paylaşım yapan, katılımcı olan, düşünce üreten, çözüm bulan kişidir. Dolayısıyla bir sosyal medya uzmanında olmaması gereken en büyük özellik içe kapanıklık ve rutinliktir. Sosyal Medya doğasında evrimi ve değişimi barındırır. Sosyal Medya Uzmanı ‘’rahat iletişimci’’, empati yapabilen, yenilikçi, değişimlere çabuk ayak uyduran ve bunları toplumların, grupların bulunduğu ortamlarda yapabilen katılımcı ve karşısındakini katılımcı yapabilen kişidir.

    2- Sosyal Medya Uzmanı(?) Teknolojiden Anlamalı, Yenilikçi Olmalıdır : Banka müfettişleri, gelir uzmanları veya devlet dairesi memurları ağırlıklı olarak statik ve tekrarlayan işleri yaparlar. Sınırların kesin çizgilerle çizildiği böyle bir işte uzman olmak, Sosyal Medya Uzmanı olmaktan daha kolaydır. Çünkü Sosyal Medya Uzmanının(?) kendini tekrarlayan bir işi yapması neredeyse imkansızdır. Eğer iş tanımı kesin çizgilerle çizilmiş Sosyal Medya Uzmanı arıyorsanız, hata yapıyorsunuz. O ilanı değiştirin ve şu şekilde bir ilan verin;
      
''Değişime kısa sürede ayak uyduran, yeniliklerle beslenen ve bu işte uzman olunamayacağını çoktan kavramış olan, Sosyal Medya Arıları arıyoruz…’’

3- Sosyal Medya Uzmanı(?) Müşteriyi Tanımalıdır: Pazarınızdaki müşterilerin beklentileri nelerdir? Sosyal Medyada müşteriyle kurulması gereken iletişimin tonu ne olmalıdır?

Bir  Sosyal Medya Uzmanı(?) işe almak istiyorsanız ve hangi soruları soracağınızı bilemiyorsanız aşağıdaki sorular rehberiniz olabilir. Bu sorulara cevap veremeyen bir uzman sizin için değer ifade etmeyecektir.


     - Bugün Sosyal Medya’ya ilişkin ne yaptınız?


    - Sosyal Medya’da ROI nedir? Nasıl Hesaplanabilir?


    - Sosyal Medya Kriz Yönetimi Nasıl Yapılır?


    - Kurumsal İtibar ve Sosyal Medya arasındaki ilişki nedir?


    - Sosyal Medya’da takip nasıl yapılır?Takip/İzleme araçları nelerdir? Neden önemlidir?
    
    - Sosyal Medya Kampanyası nedir? Başarılı Sosyal Medya Kampanyası örneklerini veriniz.


    - Sizce ileride Sosyal Medya, Pazarlamayı içine mi alacak yoksa Sosyal Medya aktiviteleri rutin pazarlama faaliyetlerinin içine mi girecek?


    - Beğenen ve takipçi sayısı mı, Engagament oranı mı daha önemlidir?
    
Sosyalmedyacci’nin notu: Sosyal Medya Uzmanının kim olduğu ile ilgili süregelen tartışmalar Sosyal Medya Uzmanı kavramını konumlandıramamaktan kaynaklanıyor. Yukarıdaki 8 soruya cevap verebilen kişiler piyasada tartışılan türde bir Sosyal Medya Uzmanı olabilir.

Sosyal Medya Uzmanından, müşteri ilişkileri, pazarlama, satış, PR, SEO,kalite gibi birçok konuya hakim olmasını bekleyenler bir şeyi unutmamalıdır. Bütünleşik pazarlama iletişimi’ne (integrated marketing communications) göre bu konuların hepsi birer pazarlama çabasıdır. Dolayısıyla bu maddeler birbiriyle ahengli bir şekilde ilerlemeli, birbirini desteklemelidir. Bunun için ise bir kurumun tüm çalışanları birbirinin işlerinden haberdar olmalı,departmanlar arasında müthiş bir bilgi akışı olmalıdır.
     
Bütünleşik pazarlama iletişimi anlayışına göre, bu kadar beklenti yalnızca Sosyal Medya Uzmanına mal edilemez. Tabandan tavana şirkette çalışan çoğu personel yukarıdaki özelliklere (müşteri ilişkileri, pazarlama, satış, PR, SEO,kalite) hakim olmalıdır.


22 Ocak 2012 Pazar

Facebook Pazarlama İçin 10 Kurtarıcı Yöntem

Facebook’un bir Sosyal Medya Pazarlama Aracı olarak kullanılması neredeyse  fan page’i olan tüm kurumsal şirketler için düşük maliyetle maksimum faydayı ifade ediyor. Yıllarca, ürünlerini ve hizmetlerini potansiyel tüketicilere ulaştırmak için doğru yeri arayan firmalar, artık daha rahatlar. Yine de asıl mücadele Facebook fan grubu oluşturduktan sonra başlıyor.
Facebook’u bir pazarlama aracı olarak kullanırken neler yapmanız gerektiğini aşağıdaki maddelerde sıralamadan önce, en önemli hatırlatmayı yapalım:

Sürekli markayı oynamayı bırakın, çünkü bazen eti kemiği olan bir insan gibi hareket etmeniz gerekecek. Nihai tüketici karşınızda ve herkesin gözü önünde. Dikkatli olun…

1-  Profilinizi Özelleştirin: Fanlarınız yalnızca kuruluş yılınız ve 2011 cironuzu merak etseydi web sayfanıza girerlerdi. Onları sürprizle karşılayın, tasarımsal açıdan dikkat çekici, kurumsal kimliğinizi yansıtacak, insanları şaşırtacak bir sayfa oluşturun. Google’da ‘’Facebook Customization Tools’’ diye arama yaptığınızda Tabsite, Pagemodo ve Shortstack vb. birçok profil özelleştirme aracı ile karşılacaksınız.

2- Like Sayısı Paradoksundan Kurtulun: Like sayısı her ne kadar önemli olsa da ‘’like’’ sayısını arttırmak için mantık sınırlarını zorlayacak davranışlardan kaçının. Potansiyel alıcılarınıza yönelin. İnsanlar sitenize ilk girdiklerinde  ‘’bizi beğenin’’ pop-up’ınız ile karşılaşmamalıdır. Özellikle bir satış sitesiyseniz, bu pop-up, satışı engelliyici faktör oluşturur. Türkiye’nin önde gelen bazı online alışveriş mağazalarında dahi bu uygulama ile karşılaşılıyor. Sitenizi ziyaret eden kişilerin önüne engelliyici hiçbir faktör koymayın, takipçi sayınızı arttırmak için potansiyel müşteriyi elinizden kaçırmayın. Örneğin; eğer yolcu taşımacılığı yapan bir firmaysanız, online ortamda biletiniz alındıktan hemen sonra ‘’beğen’’ pop-up’ını gösterin. Facebook yönetiminde ‘’like’’ sayısını arttırmak ikincil amaçtır, asıl amaç engagement oranını arttırmaktır.

3- Onları Katılımcı Yapın: Fanlarınıza soru sorun, fikirlerini alın, önerilerini dinleyin. Facebookta asıl amaç    engagement’ı arttırmak ve onları yoruma, düşünmeye, marka hakkında konuşmaya teşvik etmektir. Lufthansa bunu çok iyi yapıyor…

4- Engagement’ı Arttıracak Araçlar Kullanın: Fanların sizi konuşması, sayfanızda daha çok zaman geçirmesi için onlara soru sorabilir, anket yaptırabilir, oyun oynatabilirsiniz. Bunların karşılığında onları bedava bilet ve promosyonlarla ödüllendirin. Aslında Lacoste bunların da dışına çıkarak bir uygulama geliştirmiş.
Lacoste, geliştirdiği uygulama ile kendi timsahınızı oluşturun ve onu profil resminiz yapın diyerek çok akıllı bir strateji uyguluyor.

5- Şikayetleri Fırsata Çevirin : Kurumsal şirketler, müşterilerin kendileri hakkında ne dediğini öğrenmek için araştırma şirketlerine her yıl yüzbinlerce lira veriyor. Facebook ile birlikte elinizin altında öyle bir araç var ki, müşterilerinizin sizin hakkınızdaki düşüncelerini, beğenilerini, şikayetlerini, önerilerini kolayca öğrenebiliyorsunuz. Onların dediklerine kulak tıkasaydınız, zaten burada olmazdınız. O zaman, Excel’de bir tablo oluşturun ve gelen önerilerin, şikayetlerin ayık listesini tutun. Senede iki veya üç defa fan beklentilerini karşılamak veya geliştirmek için ne yaptığınıza dair rapor hazırlayın.

6- Spam maillerden kaçının : Fanlarınızla oluşturacağınız diyalog samimiyete dayanmalı. Onlar zaten sizi beğenerek ellerinden geleni yaptılar. Paylaşımlarınızı yalnızca duvarınızda yapın, hizmet veya ürün duyurularınızı onların  Facebook mesaj kutusuna iletmeyin. Kurumsal itibarınızı zedelemeyin.

7- Bazı fanlarınızı onure edin : ‘’Twitter Pazarlama için 10 Kurtarıcı Yöntem’’ paylaşımında da önerildiği gibi onları onur müşteriniz yapabilirsiniz. Facebook sayfanızda engagement oranı en yüksek olan kişilere özel bir teşekkür e-mektubu yazabilir, özel teklifler sunabilirsiniz.

8- Negatif yorumları nötrleştirmeye çalışın:  Sizi beğenmiş olabilirler, fakat bu her zaman hakkınızda olumlu şeyler söyleyecekleri anlamına gelmiyor. Eğer bir kullanıcı hakkınızda olumsuz bir ileti yazdıysa kesinlikle tartışmaya girmeyin, imalı konuşmayın. Anlayışlı olun ve gerekirse özür dileyin. Eğer elinizde
eleştirilen hizmetinizle çalışma yaptığınıza dair bir istatistik varsa paylaşmaktan çekinmeyin. Bu eleştiriyi azaltmak için elinizden geleni yapıyor musunuz? Geçmiş senelere göre olumlu bir çalışmanız var mı? Belirtin…

9- Facebook hesap yöneticilerinizi eğitin: Facebook hesap yönetimini teslim ettiğiniz kişiler psikoloji, sosyoloji ve algı yönetimini içselleştirmiş kişiler olmalıdır. Onları sürekli geliştirecek ve taze tutacak iletişim, müşteri ilişkileri, sosyoloji, psikoloji ve algı yönetimi eğitimleri aldırın. Özellikle ‘’algı yönetimi’’ eğitimi olası bir Sosyal Medya Krizi’nde çok önemli olacaktır.

10- Ölçün: ‘’Ölçemediğin şeyi yönetmezsin’’ sözünü unutmayın. Yukarıdaki maddelerin tamamını uygulasınız bile, eğer Facebook sayfanızda ölçümleme yapmıyorsanız, nereye gideceğinizi bilemezsiniz. Engagement oranlarını ölçmek için Facebook Insights’ı kullanın.

Sosyalmedyacci’nin notu: Facebook sayfanız sizin kurumsal yüzünüz. Müşteriye iletmek istediğiniz mesajlarınız ve onlarla kuracağınız duygusal bağ için önemli bir alan. Onlara verdiğiniz değeri göstermeniz için müthiş bir fırsat…

Fakat daha önemlisi; profesyonel yönetim gerektiren, iyi yönetilmediği, ölçülmediği ve analiz edilmediği takdirde en riskli kriz alanı…


21 Ocak 2012 Cumartesi

Kodak İflası’nın 2 Büyük Nedeni: Online İnceleme


19 Ocak tarihinde Kodak’ın iflasın eşiğinde olduğu haberleri yayıldı. Aslında bu durum sonun başlangıcı ve beklenen bir iflas koruma başvurusu. 5.1 milyar dolarlık varlığı, 6.8 milyar dolarlık ise borcu olduğu açıklanan şirketin, teknolojik devrimleri çok daha hızlı yapan, inovasyona daha büyük bütçeler ayıran HP ve Canon gibi rakiplerine direnmesi mümkün görünmüyordu. 

Kodak iflas Koruma Başvurusunun en büyük iki sebebi;


1- Dijital Fotoğraf makineleri: Özellikle 2004 yılından sonra daha hızlı gelişen dijital fotoğraf makine sektörü, neredeyse tüm çabasını fotoğraf filmlerine odaklamış olan Kodak’ı geriletmeye başlamıştı. Bu sektöre fotoğrafçılıkla aslında çok ilgisi olmayan Sony ve Panasonic gibi ölçek ekonomisinin doruklarını yaşayan teknoloji devlerinin girmesiyle, yatırım maliyetleri nispeten daha yüksek olan Kodak iflasa sürüklendi.


2- Smartphone gerçeği: 2002 yılında Microsoft destekli piyasaya sürülen akıllı telefonların yaptığı dijital fotoğraf çekimleri, 2005 sonrasında çok daha verimli sonuçlar vermeye başladı. Sony Ericsson’un kullandığı Carl Zeiss merceklerin yanında, Apple, HTC ve Samsung gibi markaların akıllı telefon çekimleri, yüksek çözünürlüklü dijital fotoğraf makinelerine dahi rakip oldu.

Peki internet trendleri bu tespitleri doğruluyor mu?



Yukarıdaki tablo ‘’Kodak’’ kelimesinin Google’da arama trafiğini göstermektedir. Görüldüğü gibi 100 yılın üstünde bir geçmişe sahip Kodak, 2005 yılından itibaren arama popülerliğini yitirmeye başladı. Çünkü Yeni Dünya Düzeni’ne ait insanlar; Iphone, Sony Cybershot gibi kelimeleri Kodak’ın yerine ‘’search’’ yapmaya başlamışlardı.

Kodak İflası ve Sosyal Medya

Kodak’ın iflas başvurusu dünyaya açık bir mesaj iletiyor. Yeni Dünya Düzeni’ne ayak uydurduğunuz kadar varolabilirsiniz. Bugün Kodak’ın yaşadığı senaryoyu önümüzdeki 5 sene içinde dijital fotoğraf makinalarıyla boy gösteren markalarda göreceğiz. Kodak’ın katili olarak anılan dijital fotoğraf makinalarının katilleri ise  mobil cihazlar olacak.

Yukarıdaki grafikte Google Trends’in bize verdiği Trend raporları ise Klout ya da Howsociable gibi sosyal medya popülerite araçlarıyla ikame edilecek.

Peki, tehlike çanları Google Trends için çoktan çalmaya başlamış olabilir mi? Aşağıdaki tablo Google arama motoru için Google Trends kelimesinin ‘’search’’ edilme trendini göstermekte:












2010’dan itibaren Google Trends aramaları aşağı doğru seyretmeye başlamış.

Google Trends’in katilleri Klout ve Howsociable gibi Sosyal Medya Popülerite İzleme Araçları mı oluyor sorusuna kesin yanıtı 2013 yılının başlarında alabiliriz

Sosyalmedyacci’nin notu: Kodak’ın iflas koruma başvurusu şunu açıkça ortaya koydu ki teknoloji ve inovasyona yeterli yatırımı yapmayan şirketlerin ömrü giderek kısılıyor. Sosyal Medya gerçeğini kabul etmek de geç kalan şirketler için çanlar çoktan çalmaya başladı bile…


18 Ocak 2012 Çarşamba

Twitter Pazarlama İçin 10 Kurtarıcı Yöntem

Twitter’ın bir Sosyal Medya Pazarlama aracı olarak kullanılması, çoğu şirket için gelirleri arttırıcı rol oynuyor.

Fakat Twitter faydanızı maksimize etmeniz için uygulamanız gereken stratejiler neler? Aşağıda maddeleri sıralayalım:

1- ‘’@ Şirketinizin ismi’’ni kullanıcı adınız yapın :


En önemli maddeyi başa koyuyorum. Bazı şirketler Twitter hesapları için marka isimlerini değil, tamamen farklı bir isim kullanıyorlar. Bu durum Sosyal Medya stratejiniz için ölümcül olacaktır. Unutmayın ki sizi takip edenler kullanıcı adınızı yalnızca billboard veya dergilerde görmüyorlar, çoğu kişi Twitter’da isminizi aratıp takip etmeye başlıyor. Eğer sizin isminizi taşıyan iç ve dış piyasada birden fazla şirket varsa şu yöntemi uygulayın;

Chip dergisini ele alalım. Chip dergisi için uygun kullanıcı adı Chip Türkiye değil, Chip dergisi olmalıdır. Eğer sizinle aynı sektörde faaliyet göstermeyen fakat sizle aynı ismi taşıyan Türk veya yabancı uyruklu başka şirketler de varsa, sektörünüzü veya yaptığınız işi temsil edecek bir  kullanıcı ismi seçin.

2- Kurumsal arka plan oluşturun : Yapılan araştırmalar ilk izlenimin 7 saniye içinde gerçekleştiğini söylüyor. Eğer bu durumu marka bazında ele alırsak, müşterilerinizi Twitter sayfanıza girdikten sonraki 7 saniyelik dilimde bu sayfanın gerçekten size ait olduğuna ikna etmeli, onları kurumsal kimliğinize inandırmalısınız. Bu yüzden Twitter arka planınızda logonuzu barındırın. Faaliyet gösterdiğiniz sektörle ilgili ayrıntılar veya revaçtaki ürünlerinizi içeren bir arka plan resmi de takipçilerinizi etkileyecektir.

3- İzleyin : Hakkınızda Twitter’da söylenen herşeyi bilmeniz, eğer elinizde işinizi kolaylaştıracak bir araç yoksa imkansızdır. Bu yüzden Twitter’da sizinle ilgili girilen her iletinden haberdar olmanız gerekir. Takip ile olası Sosyal Medya Krizlerinin önüne geçebilirsiniz, eğer hakkınızda girilen olumsuz bir ileti çok fazla paylaşılıp retweet alıyorsa küçük çapta bir Kurumsal İtibar Kriz vakası kapınız çalıyor demektir.

     Burayı tıklayarak ücretsiz Twittter izleme araçlarına ulaşabilirsiniz. Twitter takip araçları dışında Twilert gibi   bir alarm sistemini de mutlaka kullanın.

4- Profil kısmına özen gösterin : Sizin aslında kim olduğunuz hakkında bilgi sahibi olmak isteyen takipçileriniz için aşağıdaki maddeleri mutlaka içeren bir profil hazırlayın.

-    Misyon ve vizyonunuz
-    Kaç senedir, hangi sektör/sektörlerde faaliyet gösterdiğiniz
-    Referanslarınız
-    Müşteri memnuniyet politikanız

5- Kampanyalar: Twitter, Google+ ve Facebook ve Linkedin hesaplarınızı bağlayın. 4 sosyal ağda da farklı takipçileriniz olabilir. Girdiğiniz iletiler birden fazla hesabınızda göründüğünde diğer sosyal ağda da sizi takip veya ‘’like’’ etmeye başlayabilirler.

6- Herkesi Takip Etmeyin: Twitter’da çok fazla kişiyi takip etmeniz onların da sizi takip edeceği anlamına gelmez. Aklınızdan çıkartmamanız gereken keyword ‘’takipçi kalitesidir’’.  Kaliteli bir takipçi, kalitesiz bir takipçiden daha değerlidir. Kalitesi düşük takipçi sadece çıkar için sizinle ilişki yürütür. Eğer ona kampanya, indirim gibi hizmetler sağlamazsanız retweet edilme ihtimaliniz düşüktür. İlişkilerinizi çıkara bağlamayın, marka fanatikleri yaratın. Onları bulmak için de yukarıdaki Twitter takip araçlarını kullanın.

7- Takipçilerinizi ödüllendirin: Kaliteli, hizmetinizle ilgilenen marka fanatikleri yaratmaya başladınız. Artık yapmanız gereken şey onları ödüllendirmek. Twitter Pazarlamada en önemli konulardan biri sizi takip eden bir kişiyi/kurumu, takibini bırakmaması için önlem almaktır. THY, Lufthansa ve daha birçok havayolu şirketinin uyguladığı sadakat programının Sosyal Medya’ya uyarlanmış hali onlara özel bilgilendirici yazılar, e-booklar göndermektir. Sıkı ve sizi sık sık retweetleyen takipçilerinize küçük promosyon ürünlerinizi gönderebilir, onlara verdiğiniz önemi gösterebilirsiniz.

8- Twitter Sosyal Medya Pazarlama Stratejisi Belirleyin : Yukarıdaki maddeler her ne kadar Twitter Pazarlama Stratejilerinin bir parçası olsa da, Twitter sürecini planlamadan yola koyulmayın. Herşey bir Twitter account’u açmak kadar kolay değil. Twitter stratejiniz diğer geleneksel pazarlama stratejilerinize ne oranda entegre edilecek, belirleyin.Mutlaka planlı hareket edin, sonradan üzülmeyin.

9- Onları Fahri Müşteri Yapın : Elinizde mükemmel bir müşteri kaynağı var. Ne istediğini bilen, sizi takip eden,sizi önemseyen, hizmetlerinizi tanıyan, ilerlemenizi isteyen. Onları neden fahri müşteri olarak kullanmıyorsunuz?

Yeni bir müşteri elde etmenin, halihazırdaki müşteriyi elde tutmaktan 5 kat daha fazla maliyeti olduğunu anımsayın. Sizi en çok retweet eden sadık takipçileri fahri müşteri olarak atayın ve onlara ulaştıracağınız form ile hizmetinizi denetlemelerini rica edin. Bunun karşılığında sektörünüze bağlı olarak ücretsiz hizmet verin.

Eğer bir fastfood zinciriyseniz, ücretsiz menüler,

Eğer bir otobüs firmasıysanız, ücretsiz biletler,

Eğer bir kozmetik şirketiyseniz, ücretsiz kozmetik ürünleri…

10- Anketler yapın : Aslında Twitter müşteri veya potansiye müşteri veritabanını oluşturmak için bir nimet. Geleneksel Pazar araştırması veya benchmark metodlarınıza ek olarak Twitter üzerinden anketler yapın. Veritabanı oluşturmak, potansiyel müşteri bilgisi almak için yararlı bir yol olacaktır.

Sosyalmedyacci’nin notu : Yalnızca Twitter değil, diğer Sosyal Medya ağları da online pazarlama için kritik önem arz etmeye başladı. Önleminizi alın, kendinizi geleceğe hazırlayın.



15 Ocak 2012 Pazar

6 Adımda Kişisel Sosyal Medya Pazarlama Stratejiniz

Kişisel Sosyal Medya Pazarlama Stratejisini oluşturmak rutin pazarlama stratejilerini şekillendirmekten farklıdır. Bir içeriğin, kampanyanın, sunduğunuzun yeni hizmetin veya yazmış olduğunuz kitabın duyulmasını Sosyal Medya yolu ile çok rahat bir şekilde sağlayabilseniz de nereden başlayacağınızı çoğu zaman bilemezsiniz. Sosyal Medya aracılığı ile pazarlama yapmak için SEO(arama motoru optimizasyonu), içerik pazarlaması ve biraz site tasarımı bilgisi gerekir.


Örneğin; bir konuda mükemmel birikime sahipsiniz ve içerik yazıyorsunuz. Yıllarca devlette veya büyük şirketlerde üst düzey pozisyonlarda çalıştınız ve belki de Türkiye’de alanında birkaç yetkin kişiden birisiniz. Artık kurumsal kimlikten sıyrılıp kendi sesinizi duyurmak, dijital dünyada isminizin yankılanmasını böylelikle yeni dünyaya ayak uydurmak istiyorsunuz.


Hatta bunun için bir blog açıyor, birikimlerinizi, düşüncelerinizi okurlarla paylaşmaya başlıyorsunuz.

Fakat yazdığınız makale, içerik veya bloglar çok az kişiye ulaşıyor ve bu durum canınızı çok sıkıyor. O zaman sizin gerçek bir Sosyal Medya Pazarlama Stratejisine ihtiyacınız var.
Öncelikle kabul etmeniz gereken konu, herşeyi tek günde yapmanızın imkansız olduğu. Adım adım, sabırla ve hevesle hareket etmediğiniz müddetçe isminizi veya içeriklerinizi paylaştığınız site ismini duyurmanız çok zordur.

O zaman adım adım Sosyal Medya Pazarlama Stratejinizin nasıl olması gerekir, inceleyelim:
Not: Aşağıda açıklanan maddeler, zamanınızı çalmayacak, kesinlikle sizi tatmin edecek ve internetteki gereksiz bilgi kalabalığında rahat bir nefes almanızı sağlayacak etkin metodlardır.

1- Uzmanlık anahtar kelimelerinizi belirleyin: Dünya’da ve Türkiye’de hergün binlerce websitesi açılıyor. Bu kadar web sitesi içinde adınızı veya içeriğinizi duyurmanızda bir o kadar zorlaşıyor. Bu yüzden uzman olduğunuz konuyla ilgili anahtar kelimelerinizi belirleyin ve paylaştığınız içeriklerde bu anahtar kelimeleri sık sık kullanın. Örneğin; eğer bir veri analizi uzmanıysanız ;



Makale başlıklarınızda anahtar kelimeler mutlaka geçsin. Örneğin ; Veri Analiz Yöntemleri Nelerdir? İstatistiksel Veri Analizi Yöntemleri vb.

- İçeriğinizin ilk kelimelerinde yine anahtar kelimeleriniz geçsin. Örneğin ; Size bugün veri analiz Yöntemlerini anlatmamın sebebi…

- Her makalenizde anahtar kelime yoğunluğunuz % 4 ila %6 olsun. Eğer makalenizdeki anahtar kelime yoğunluğunu bilmiyorsanız Google’a ‘’text keyword density tool’’ yazdığınızda çeşitli araçlarla karşılaşacaksınız, bunları kullanın.

Kesinlikle bilgilendirici, eğitici ve içeriğinizi okuyacak insanların faydalanacağı içerikler oluşturun. 

İstatistiklerden, konu hakkında yapılan araştırmalardan(referans göstererek), görsel ögelerden faydalanın. Makaleniz bittiğinde kendinize şu soruyu sorun : Bu yazıyı okuyacak kişiye gerçekten bir fayda sağladım mı? Eğer cevabınız evetse ve içeriğiniz özgünse yazınız er ya da geç ilgi çekecektir.

2- İndeksleyin: İçeriğinizi ilk olarak web sitenizde yayınladıktan sonra Google’ın bu içeriği indekslemesi zaman alacaktır. Bu süreci minimize etmek için mükemmel yöntem;

Pingoat adlı siteye girin ve daha hızlı indekslenme için ping atın. Ping atmak arama motorlarının ilgisini çekecektir.

- Bu işlemin hemen ardından Socialmarker sitesine girin ve ilgili makalenize ait URL’yi(linki) sosyal imleme sitelerine imleyin.
  
     3- Grup oluşturun: Facebook fan grubu, Twitter ve Google+ sayfanızı oluşturun. Yazdığınız her içeriği bu Sosyal Medya Ağlarına paylaşın. Bunun için Onlywire’ı kullanabilirsiniz.
   
     4- Slayt şablonu oluşturun: Logonuzu veya web site isminizi içeren bir Powerpoint şablonu oluşturun. Yazdığınız tüm özgün içerikleri slideshare.com’da slide olarak paylaşın. Sunumlarınızın sonuna ‘’benzeri yazıları -buraya web site isminizi yazın- bulabilirsiniz’’ yazısı ekleyin. Slideshare’ın site içi optimizasyonu çok iyi ve Google Slideshare’i fazlasıyla önemsiyor.

     5- Yazarkafe.com: İçeriğinizi yazarkafe.com’da paylaşın. Böylece günde 500 binin üzerinde ziyaretçisi olan bir sitede makaleniz yer alır.

     6- Linkedin Grupları: Linkedin’de uzmanlık alanınız ile ilgili gruplara üye olun ve her içerik eklediğinizde bu gruplarda içeriğinizi paylaşın. ‘’ Veri Analizi’’ örneği için SPSS, istatistik,CRM vb. gibi gruplarda yazınızı paylaşabilirsiniz.


Sosyalmedyacci’nin notu : Yukarıdaki maddeleri adım adım uyguladığınızda Sosyal Medya’nın kişisel pazarlama aracı olarak nasıl verimli şekilde kullanılabileceğini göreceksiniz.

Unutmayın, Time dergisi her sene geleneksel olarak yaptığı ‘’yılın kişisi’’ seçiminde bu sene kapağa şu sözcüğü taşıdı.

‘’SEN’’ ve ekledi: ''Artık bilgi çağını sen kontrol ediyorsun. Dünyana hoş geldin…''