27 Aralık 2011 Salı

2015 ve Yeni Sosyal Dünya Düzeni


Özellikle son 20 yılda Avrupa Birliği’nin etkinliği, ülkeler arasındaki serbest ticaret anlaşmaları, dış ticareti kolaylaştıran yasal düzenlemeler ve Euro gibi para birlikleri, dünyayı yeni bir düzene yöneltti. Bu yeni düzenle birlikte iletişim alışkanlıkları değişti. Anlık bilgi transferi, bilgi teknolojilerinin serbest dolaşımı gibi unsurlar ticareti internet ortamına taşıdı.

İnsanların ve bilgisayarların mobilleştiği (taşınabilir bilgisayarlar) ve sürekli hareket halinde olduğu bu yeni düzen, iletişim dünyasıyla müthiş bir uyum oluşturdu ve bilgisayar, telefon, televizyon, internet kavramları tek bir nesne üzerinde, akıllı telefonlarda birleşmeye yöneldi.

Iphone çılgınlığının tüm dünyada yayılması ve telefon sektörüne yön vermesi sonucunda Samsung, Nokia,LG gibi teknolji devleri yatırımlarının büyük kısımlarını Smartphone teknolojilerine ayırdılar. Bunun yanı sıra akıllı telefon teknolojileri HTC,Huawai gibi mobil teknoloji firmalarının popülaritesini arttırdı.Bu süreç hala devam ediyor ,dünya internet ortamına hala entegre oluyor ve bu işlemi artık laptoplar değil mobil aygıtlar ile yapıyor.

Sadece laptoplar değil,televizyonlar ve oyun konsolları da internet ve sosyal medyaya erişim sağlıyor. Bu durum da bir teknoloji karmaşasını beraberinde getiriyor.Entegrasyon akıllı telefonlar üzerinde mi yoksa bilgisaylar üzerinde mi gerçekleşecek?

Future design ve Yoko design isimli şirketler katlanabilir laptop (rolltop) üzerinde çalışıyorlar.

Geleceğin nereye gittiği ile ilgili ise futuristik yaklaşımım şu şekilde ;

5-10 sene içinde katlanabilir mobbooklar piyasaya hakim olacak. Bu mobboklar kendini bilgisayar işlevli akıllı telefon olarak konumlandıracak. İstenildiğinde televizyon, istenildiğinde laptop istenildiğinde ise katlanarak telefon olarak kullanılabilecekler.

14 Aralık 2011 Çarşamba

Microsoft kendi sosyal ağını mı kuruyor?


Bu yazıyı yazmamın sebebi Chip dergisinin Aralık sayısında yer verdiği Microsoft'un Socl.com ile sosyal ağ hizmeti sağlamaya başlayacağı iddiası...


Haberde Microsoft'un pazarı tek başına Facebook'a ya da Google'a teslim etmek istemediği, bu yüzden kendi sosyal ağını vitrine çıkaracağından bahsediliyor.

Kısa bir süre önce bir internet sitesi domainleri kontrol ederken socl.com olan alan adını Microsoft'un aldığı bilgisine ulaşıyor. Siteye girip baktığında Facebook ve Twitter giriş butonlarının yer aldığı bir resimle karşılaşıyor. Tabii bu durum Microsoft'un kendi sosyal ağını oluşturma planları yaptığı algısına neden oluyor.


Bu dedikodu yayılınca Microsoft'tan bir yetkili projenin şirket içi bir çalışma olduğunu ve yanlışlıkla internette yayınlandığını açıklamak zorunda kalıyor.
Medyaya hakim olan en yaygın görüş, Microsoft'un bilerek böyle bir siteyi faaliyete geçirdiği ve bu yolla rakiplerinin tepkilerini ölçerek piyasanın nabzını yoklama yolunu seçmiş olabileceği yönünde.

Benim görüşüm ise,piyasada dolanan yaygın kanının aksine socl.com sitesinde kısa süreliğine barınan'' Tulalip'' kaosunun, Google+, Twitter veya Facebook'a rakip olarak tasarlanmış bir seçenek olmadığı yönünde.

Socl.com üzerinden Facebook ve Twitter'a giriş izni veren Tulalip'in, bir nevi sosyal medya yöneticisi şeklinde kendini konumlandırması büyük olasılık.
Microsoft,Bing'i de faaliyete geçirdiğinde piyasalarda oluşan kanının aksine Bing'in bir arama motoru olmadığı,bir karar verme motoru olduğu üzerinde durmuştu. Hatta çıkış sloganı, ''dünyanın yeni bir arama motoruna ihtiyacı yok ama bir karar verme motoruna ihtiyacı var'' olmuştu.

Yani Microsoft en baştan, Google ile rekabete girmek yerine bu savaşı çoktan kaybettiğini kabullenerek, ikincil çözümler bulma yoluna gitmişti.

Socl.com ile de Microsoft'un Twitter ve Facebook görsellerine yer vermesi bu savaşa girmeyeceğini, fakat ikincil akıllı bir çözüm sunacağını gösteriyor.

Aslında çok mantıklı bir karar. Piyasadaki açıkları bularak onların üzerine gitmek semantik web çağına Bing ile adım atan Microsoft'un rekabet gücünü perçinliyor.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Facebook özelleştirilmesi


Sosyal medya ile ilgili hafızamızı yoklayacak olursak, hi5 ve Myspace gibi siteler bir süre önce tüm dünyayı abluka altına almıştı. ( Gerçi myspace bugünlerde yine de popüler sayılabilir )
Bu ağlar sayfanızı özelleştirmenize imkan veriyordu.


Hi5 profilinize beğendiğiniz dizileri silide şeklinde koyabiliyordunuz. Aynı özellik myspace için de geçerliydi ki bunu doğrulayacak şekilde birçok müzik grubu Myspace profilini özelleştirerek faaliyete geçiriyordu.



Fakat günümüzün en popüler sosyal medya hizmeti Facebook, kendi arayüzünde ‘’profil özelleştirmesi’’ni sağlayacak araçları hizmete sokmuyor. Hal böyle olunca Facebook’ta var olup, adını duyurmak isteyen şirketler, şarkıcılar ve yazarlar çeşitli araçlar kullanarak profillerini özelleştiriyor ve Facebook’un sıradan görüntüsünden kendilerini kurtarıyorlar.


‘’ Sürükle bırak’’ mantığıyla hareket eden bu araçlar sayesinde tasarımı yapılmış, hazır şablon halinde broşürler, formlar, anketler, sosyal oyunlar vb. birçok eklentiye zaman harcamadan sahip oluyorsunuz.

Belirli hizmetleri ücretsiz sunan bu araçların ‘’premium’’ versiyonları da mevcut.
Tabsite, Pagemodo ve Shortstack ‘’Facebook özelleştirme hizmeti’’ sunan araçların en önde gelenleri.

Bu araçlardan Microsoft, bilboard.com gibi referansları elinde bulunduran Tabsite profesyonel görüntüsüyle bir adım öne çıkmış durumda. Aşağıdaki tanıtım videosunda ayrıntılar bulunmakta ;


Sosyal medyada da rekabetin her geçen gün kızıştığı bir ortamda, sosyal medya hesabı yönetmenin de maliyetleri giderek artıyor…

9 Aralık 2011 Cuma

Sosyal Medya nasıl ölçümlenir? En iyi Sosyal Medya Araçları nelerdir?


Sosyal Medya Araçları neden önemlidir?

"You can't manage what you can't measure." demiş ünlü Amerikan istatistik profosörü William Edwards Deming. Yani ‘’ölçemediğin şeyi yönetmezsin’’.

Sosyal medyada var olmak ve için onu yönetmek zorundasınız. Yönetmek için ise ölçmek...
Kaç kişi hakkınızda tweet yapmış, hangi kampanyanız ilgi görüyor? Hakkınızda dolaşan dedikodular neler? Doğru olmasa dahi bu dedikoduları kaç kişi beğenmiş ve konuşmayı sürdürmüş? Sosyal medyadaki görünürlüğünüzün derecesi nedir? Rakiplerinizin durumu nedir? Rakiplerinize göre güçlü ve zayıf yanlarınız neler? ( sosyal medya için SWOT analizi yapılabilir ) Hakkınızdaki yorumların kaç tanesi pozitif kaçı negatif?

Bu soruların cevaplarına birçok sosyal medya izleme aracından ulaşabilirsiniz. Bu sosyal medya takip araçlarından özellike ücretli olanları istatistiksel sonuçların yanında grafiksel veriler de veriyor.
Birçok farklı seçenek arasında gitgeller yaşamamanız için deneyimlediğim hizmetlerden en verimlilerini sıralayım :
     Socialmention: Socialmention’u öne çıkaran en önemli özellik ekranın sol üst köşesinde verdiği anlamlı ve işe yarayan istatistiki bilgiler. Göz atalım:
    Strength : Markanızın sosyal medyada bahsedilme şiddetini gösterir.
Sentiment : Pozitif olan yorumların negatif olan yorumlara oranını gösterir.
Passion : Markanızdan farklı kişiler bahsediyorsa passion oranı düşük örn ; %20, belirli bir grup ya da birkaç kişi bahsediyorsa passion oranı yüksek olur. Örn; %55.
Range : Markanızın sosyal medyadaki etki ve yayılım alanını gösterir.
Bu istatistiksel alanın altındaki kısımda da en son markanız hakkında ne zaman konuşulduğu, kaç kere retweetlendiğiniz ve kaç bağımsız yazarın hakkınızda konuştuğu bilgileri yer almaktadır.
Aşağıda verilerin doğru olup olamayacağı hakkında bir incelemem var. Örnek olarak aynı sektörde faaliyet gösteren iki şirketi seçtim. Biri ‘’michelin’’ diğeri ise ‘’ kumho’’. Bu markaların kafanızda yaptığı çağrışımları aşağıdaki sonuçlar doğruluyor bence.
Twazzup : Twazzup çok iyi bir twitter araması yapmakta, kullanmaktayım ve gerçekten ayrıntılı bir şekilde arama yapıyor.
Google alert ve Yahoo alerts : Hakkınızda google veya yahooda endekslenmiş bir sitede geçen herşey mail kutunuza düşüyor.
Howsociable : İşin biraz reklam ve hızlı tüketime ait kısmı. Online ortamda ne kadar sosyalsiniz, yani ne kadar piyasanız var? Fakat dikkat çekici.
Wildfire : İki markanın sosyal medyadaki durumunu mukayese ediyor. Rakibinizin akıbetini merak ediyorsanız sizin için biçilmiş kaftan.
Yukarıda bahsedilenler sosyal medya uzmanları için muazzam yol göstericiler. Ücretsiz olmalarına rağmen verimleri hiç de küçümsenemeyecek boyutta. Eğer bu işe bütçe ayırmayı düşünen kurumsal büyük bir şirket iseniz radian6 ve sysomus iki mükemmel seçim olacaktır.
Zaten referansları çok şey anlatıyor.
Radian6’in referansları : Pepsi, Activision, Ups, Logitech, Loreal
Önümüzdeki yazılarda diğer sosyal medya takibi yapan araçları da inceleyeceğiz...

2012’de Sosyal Medya: 2012 ve Sosyal Medyanın 4 Trendi

Her yıl sosyal medya hayatımızda daha fazla alanı kapsıyor. Bu uçsuz bucaksız görünen yolculukta seyahatin nasıl sonlanacağı üzerine tahminler yapıladursun, sosyal medyanın evrimine ilişkin 2012 beklentilerime değineyim.


Aslında aşağıda açıklayacağım maddeler benim beklentilerimin dışında bu dünyada sıkça konuşulan değişiklikleri içeriyor. Bizi sosyal medya’da 2012’de nelerin beklediğine göz atalım ;


1- Mobil teknolojiler : 2012 için ilk sıraya mobil teknolojileri koyuyorum. Mobil cihazların kullanım oranının tüm dünyada hızlı bir şekilde artmasına paralel olarak, 2011’de ilk amarelerini gördüğümüz ‘’sosyal medyanın mobil dünyaya transferi ‘’ olgusunu daha sıklıkla duyacağız.


Bu yazıda paylaştığım gibi Ios ve Android kendi mobil Adwordslerini yaratmaya başladılar. İnternet altyapısının hızla geliştiği ülkelerde de internete her yerden bağlanılabilmesi, GSM operatörlerinin düşük bir ücret karşılığında internete erişim sağlaması gibi faktörler sosyal medyanın mobil dünyaya transfer sürecini hızlandıracak.

2- İçerik pazarlama( Content marketing ) : Şirketler artık bir yazar gibi hareket etmek zorunda.

Potansiyel müşterilerle iletişimi arttıracak çözümler üretmek, sektör ile ilgili e-booklar yazarak online mecrada yayılmasını sağlamak, şirket bloglarını faaliyete geçirerek hizmet tanıtımı yapmak , bu içerik aktivitelerinin tamamını Facebook, Twitter ve Google+ gibi mecralarda desteklemek 2012’de sektörleri bekleyen en önemli süreçlerden… Erken davranan, doymamış pazarın nimetlerinden faydalanacak.

3-Getglue : Etkileşim yeniden boyut değiştiriyor. Getglue aslında bir buluş ve devrim sayılabilir.

Beğendiğiniz film, müzik veya kitaplara check-in yapıyorsunuz. Sizin dışınızda kimler check-in yaptıysa görebiliyor ve iletişime geçebiliyorsunuz.

Foursquare’in kullandığı ‘’rozetler’’ Getglue’da yerini stickerlara bırakmış. Beğendiğiniz her şeyi stickleyebiliyor, bu konu ile ilgili ne varsa bulabiliyorsunuz.
Android için de bir eklenti çıkarttılar. 2012’ye şüphesiz damga vuracaklar.


4-Google Plus : Googlu Plus’ın geleceği 2012’de tartışılmaya devam edecek fakat Google Plus’ın kullanıcı sayısını çok hızlı bir şekilde arttırdığı bir gerçek. Aşağıdaki grafikte Facebook,Twitter ve Google+’ın 10 milyon kullanıcıya ulaşma hızları yer alıyor.

Facebook 852, Twitter 780, Google Plus ise sadece 16 günde 10 milyon kullanıcıya ulaşmış. Bu gerçekten inanılmaz bir rakam. Piyasada her ne kadar Google çalışanlarının bile Google Plus’ı kullanmadığı konuşulsa da bu iddiaların aksine başka bir araştırmaya odaklanalım ;
29 Temmuz – 2 Ekim 2011 tarihleri arasında Bloomberg/ Yougov’un 1003 Amerikan vatandaşı denek üzerinde yaptığı online ankette, ankete katılanların %13’ü Google+ hesabının olduğunu, %9’luk kısmı ise bir sene içinde üye olmayı planladığını belirtmiş. Üye olanların %45’lik kısmı ise her gün hesaplarını kontrol ediyor.

Google’ın el attığı işlerin çoğunda büyük başarı yakaladığı gerçeğinden yola çıkarsak bu pazarı Facebook ve Twitter’a bırakmayacağını söyleyebiliriz.


5 Aralık 2011 Pazartesi

Facebook smartphone pazarına mı giriyor?




Bu söylenti uzun zamandır piyasaları meşgul ediyordu. Aslında Facebook’un şu anda HTC ile akıllı telefon piyasasına adım attığı bir gerçek. HTC’nin ürettiği fakat üzerinde Facebook logosu bulunan Chacha ve Salsa modelleri esasen iyi satış rakamları da yakaladı.


Google, daha önce Nexus One ile kendi logosunu barındıran telefonunu çıkarmıştı. Techcrunch’ın haberine göre; Andorid’in ve ios’un bu derece büyümesi Facebook’u korkutuyor ve Facebook’un sadece app.( uygulama ) ile yetinmeyeceği sık sık piyasalarda konuşuluyor.


Yine aynı sitede yer alan habere göre; Facebook’un iki üst düzey çalışanı Joe Hewitt ve Matthew Papakipos’un muazzam bir işletim sistemi tecrübesi var ve dedikodu o ki bu iki kişi gizliden gizliye Facebook işletim sistemi üzerinde çalışmaktalar.
Bu arada smartphone piyasasında da Google, Android ile piyasayı domine etmeye başlamış gibi görünüyor. Mobil işletim sistemlerinin Temmuz 2011 itibariyle Pazar payları şu şekilde ;


Kullanıcılar her geçen gün sosyal medya ağlarına daha çok mobil işletim sistemlerinden bağlanıyor. Hatta Android ve İos bu durumu gözeterek sosyal medya pazarlama aktivitelerini mobil dünyaya taşıyacak Adwords’ün mobil versiyonu AdMob gibi araçları satın almaya başladılar.

Böyle bir rekabetçi Pazar Facebook’u kendi telefonu ve işletim sistemini yaratmaya iter mi, yoksa Facebook, bir kısım hisselerini satın alan Windows’un Windows phone’una bir jest yaparak pazara girmez mi, yakın zaman da göreceğiz…

Sizce facebook kendi telefonunu üretmeli mi?